Bizi tarihten silmek istediler

Her toplumun tarihine kazınmış kara günleri vardır. Bazen takvimde bir yapraktır o gün, ama bir milletin hafızasında asla kopmayan bir yaradır. 29 Mayıs 1989, Bulgaristan Türkleri için işte tam da böyle bir tarihtir. Ancak, bu tarihi sadece bir hüzün günü olarak anmak, hakikati eksik bırakır.

Evet, 360 bin insan; kadın, çocuk, yaşlı demeden evini, toprağını, mezarını, komşusunu, bahçesindeki elma ağacını geride bırakıp bilinmeze doğru yola çıktı. Ama bu sadece bir “göç” değildi. Bu, zulmün planladığı ama Türk’ün sabrının ve direncinin yeniden şekillendirdiği bir kader yürüyüşüydü.

Bu yürüyüşte biz sadece toprak kaybetmedik; kimliğimize, dilimize, inancımıza sahip çıkma kararlılığını dünyaya gösterdik. Adımızı değiştirmeye kalktılar, ama biz onurumuzu değiştirmedik. Bizi tarihten silmek istediler, ama biz tarihin içinde yeni bir sayfa açtık.

Bugün, bu göçün üzerinden 35 yıl geçti. Peki, biz bu yaşanmışlığın mirasına ne kadar sahip çıkıyoruz?

Göç edenlerin çocukları, torunları; dedelerinin hangi trene bindiğini, nereye gömüldüğünü, hangi köyde Türkçe ezan okunduğu için sürgün edildiğini biliyor mu? Yoksa yeni kuşak, kimliksiz bir modernlik içinde, geçmişini unutturacak bir “entegrasyon”a mı zorlanıyor?

Sormamız gereken soru artık şu:

Geçmişi unutmadan nasıl bir gelecek inşa edeceğiz?

29 Mayıs, bize sadece bir acıyı değil, aynı zamanda büyük bir sorumluluğu da hatırlatıyor. O trenlerden inenlerin çocukları bugün hem Bulgaristan’da hem Türkiye’de güçlü bireyler, eğitimli nesiller, kültürel köprüler inşa edebilecek gençlerdir. Biz bu potansiyeli harekete geçirebiliyor muyuz?

Bugün sadece anmak değil, anlamak ve geleceği buna göre kurmak zorundayız. Çünkü bir milletin davası sadece geçmişle hesaplaşmak değil, geleceğe yön vermektir.

Ve biz, geçmişini bilen, geleceği kurabilecek güçte bir milletiz.

Son söz:

29 Mayıs bir son değil, bir başlangıçtı. Sürgünle değil, yeniden dirilişle yazılan bir tarih sayfasıydı.

Bugün o sayfayı kapatmıyoruz.

Yeni sayfalar açıyoruz. Ama aynı kalemle, aynı isimle: TÜRKLERİN ZAMANI...

Gülten RAİMOĞLU

Bakmadan Geçme